İçindekiler
Kan normal olarak sağ ventrikülden pulmoner artere doğru akar, daha sonra kapillerlere (akciğerlerdeki küçük hava boşlukları - alveoller- etrafındaki ince duvarlı kan damarları) ulaşıncaya kadar daha küçük kan damarlarından geçer. Burada gaz değişimi olur, oksijen tutulurken karbondioksit bırakılır. Kan damarı duvarlarında damar çapını düzenleyerek kapillerlere daha az veya daha fazla kan girişine müsaade eden kaslar bulunur.
Pulmoner hipertansiyonda akciğer kan damarları duvarındaki kas miktarı artmıştır. Bu akciğerlerde yüksek bir direnç oluşmasına neden olur. Sağ ventrikül akciğerlere kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu ekstra iş yükü nedeniyle sağ ventrikül büyür ve kalınlaşır. Kalbin sağ tarafındaki ekstra iş yükü zamanla yetmezliğe neden olabilir.
Belli bir sebebi olmayan durumlara idiyopatik pulmoner hipertansiyon denir. Ancak birçok başka hastalıkta sekonder pulmoner hipertansiyon ortaya çıkabilir. Eğer onarılmamışsa bazı doğumsal kalp hastalıkları tiplerinde Pulmoner arteriyel hipertansiyon gelişebilir. Aynı şekilde, ciddi akciğer hastalıklarında da akciğerlerdeki kan damarları hasar görerek pulmoner hipertansiyon ile sonuçlanabilir. Bağ dokusu hastalıkları ya da orak hücre hastalığı ile ilişkili olan pulmoner hipertansiyon küçük çocuklarda daha nadir ancak adölesanlarda daha sık görülür.
İdiyopatik pulmoner hipertansiyon her 100,000 kişiden 8›inde görülür. En çok risk altında olanlar 20-40 yaşları arasındaki kadınlardır. Sıklıkla ailede pulmoner hipertansiyon veya ani ölüm hikayesi olur. Ancak pulmoner hipertansiyon özellikle ergenlik çağı olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilir.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon da belirtiler en çok nefes darlığı ile ilişkilidir.
Bunlar:
Bu belirtiler en başından beri olabileceği gibi zamanla da ortaya çıkabilir. Pulmoner hipertansiyonlu bir hastanın bu belirtiler için bir kardiyolog ya da göğüs hastalıkları uzmanı tarafından rutin olarak izlenmesi gerekir. Yeni bir belirti ortaya çıkarsa hastaların derhal doktorunu bilgilendirmesi gerekir.
Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu hastaların muayenesinde şunlar görülebilir:
Belirtilerin tümü sağ ventrikülün kanı akciğerlerdeki direnci yüksek kan damarlarına pompalamak için daha fazla çalışması ile ilişkilidir.
Kalbin sağ tarafındaki büyümeyi gösteren elektrokardiyografi çekilmelidir.
Göğüs filmi kalp boyutlarındaki büyümeyi gösterebilir ve genellikle zaman içinde hastanın kalp boyutlarını takip etmek için iyi bir yöntemdir.
İlk başta ekokardiyografi (kalp ultrasonu) yapılır ve hastalığın ilerleyişinin izlenmesinde de kullanılabilir. Eko ile sağ ventrikül büyümesi görülebilir ve bazen sağ ventrikül ve pulmoner arter basınçları hakkında fikir sahibi olunabilir.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon olan bireylerin egzersiz kapasitesini ve tedavi yanıtını değerlendirmek için altı dakikalık yürüme testi kullanılır Bu test sırasında başın yan tarafına (şakak) bir oksijen satürasyon monitörü (pulse ox) yerleştirilir ve hasta ölçülmüş yol boyunca kendi adımları ile altı dakika boyunca yürür. Sonra, yürünen toplam mesafe hesaplanır ve daha önceki altı dakikalık yürüme testleri ile karşılaştırılır.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon tanısında altın standart kalp kateterizasyonudur. Kalbin sağ tarafındaki gerçek basınçları ve akciğer kan damarlarının direncini ölçer. Kalp kateterizasyonu sırasında verilen ilaçlara yanıt olarak akciğer kan damarlarının gevşeyip gevşemeyeceğini belirlemek için çeşitli ilaçlar kullanılır. Bu akciğerlerdeki basıncın düşmesini sağlar ve tedaviye yol göstermekte yardımcı olabilir.
Ne yazık ki pulmoner hipertansiyonun tam bir tedavisi yoktur. Günümüzde bazı belirtilerin hafiflemesi ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için verilen birçok tedavi vardır.
Düzenli olarak doktorunuza görünmeniz ve enerji seviyesi, egzersiz toleransı ve genel sağlığınızla ilgili herhangi bir değişikliği bildirmeniz oldukça önemlidir. Hastalar yarışmacı sporlardan kendilerini kısıtlamalı ve yalnızca yoruldukları zaman dinlenebilecekleri hafif aktivitelerde yer almalıdır. Eğer hastalar ilaç tedavisi alıyorsa, hastaneye yatma olasılığını ve pulmoner hipertansiyonun kötüleşmesini engellemek için ilaçları sadece kendilerini kötü hissettiklerinde değil, söylendiği gibi günlük almaları oldukça önemlidir.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon için uzun dönem prognoz, hastalığın seyrine, tanı anındaki hastalığın derecesine ve tedaviye verilen yanıta bağlıdır. Tıbbi tedavilerdeki son gelişmeler pulmoner hipertansiyon sonuçları üzerine büyük etkiler yaratmıştır. Hastalık belirtilerin çok şiddetli olduğu noktaya kadar ilerlerse, bazı hastalar için akciğer nakli uygun hale gelebilir.