Prof. Dr. Taner Yavuz / Kalp Hastalıkları  / Doğumsal Kalp Hastalıkları  / Gebelikte Kalp Hastalıkları
Gebelikte Kalp Hastalıkları

Gebelikte Kalp Hastalıkları

Gebelik öncesi ve gebelik boyunca görülen kalp hastalıkları, aritmiler dahil, tüm gebelerin %1’i kadardır. Gebe olmayanlarda dahi tanının, tedavinin, izlemin önemli olduğu kalp hastalıklarında gebelik halinde daha da önemlidir. Kalp hastalığında gebe kalmak için bir yaş sınırı olmamakla birlikte 35 yaş üstü gebelikler risk taşımaktadır. Fakat günümüzde kalp hastası olan birçok kadın gebeliğini sağlıklı bir şekilde geçirmektedir.

Kan hacmi gebeliğin 32.haftasından itibaren %50 kadar artar. Kalp hastalığı olan gebelerde kan hacminin artmasına, kalbin pompalama işi ve kalp atım hızına bağlı olarak kalbin bu yüke uyumlanması gerekir. Dolayısıyla kalp hastalığı olmayan kadınlarda gebe kalınmadan önce kalp ve damar sağlığıyla ilgili risk faktörlerinin incelenmesi gerekir. Özellikle kolesterol, yüksek tansiyon, şeker değerlerinin kan testiyle gözden geçirilmesi; fizik muayene ile de kalpte üfürüm, kapak hastalığı bulgusunun saptanmasına yönelik gözlemlerin yapılması önerilmektedir. Bununla beraber gebeliği sırasında ilk defa kalp kapak hastalığı tanısı konulan hastalar da mevcuttur. Çocukluk yıllarından gelen romatizmaya bağlı kalp kapak hastalıklarının küçük belirtilerini fark edemeyen hastaların gebeliklerinde bu durumun görünür olması da söz konusudur.

Kalp hastalığı olan kadınlar da gebe kalmadan önce mutlaka bir kadın doğum uzmanı ve kalp damar hastalıkları hekimiyle görüşmelidir. Ve gebelik öncesinde elektrokardiyografi, teleradyografi ve ekokardiyografi ile tam bir kontrolden geçilmesi önerilir. Kardiyolojik ilaçların bir kısmının bebeğe zararı olacağı için de gebelik öncesi tahlil, tetkiklerin ve tedavilerin yapılması uygun görülür.

Gebelikte kalp hastalıklarında diğer dikkatli olunması gereken husus ameliyat olmuş kalp kapağı hastalarının gebe kalmasıdır. Bu hastaların ömür boyu kullanmaları gereken ilacı kullanırken gebe kalmalarının riskleri de mevcuttur. Çünkü kullanılan bu ilacın yüksek dozlarında plasentadan geçişi söz konusudur. %1 ihtimal de olsa çocukta anomaliler görülebilir. Ancak düşük doz kullanan hastaların gebelik riskleri düşüktür. Gebeliğin kritik olan ilk üç ayında 5 mg üstü kullanılan bu ilacın yerine enjeksiyon, cilt altı uygulamaları yapılması uygun görülür.

Kalp hastalığının fonksiyonel sınıflandırmasına göre günlük aktivitelerini rahatlıkla yerine getiren, bir kısıtlama yapmak zorunda olmayan asemptomatik hastalar (I.sınıf) ile istirahatte veya normal aktivitede sorunu olmayıp, normalden fazla eforla sıkıntı hisseden hastaların (II. Sınıf) gebeliklerinde ciddi sorunlarla karşılaşılmamaktadır. Ancak kontrol altında tutulmaları önerilir. Bu tür belirtiler gösteren gebeler vajinal doğum yapabilir, doğum anında ıkınması gerektiğinde anneye destek olunmalıdır.

Kalp hastalığının fonksiyonel sınıflandırmasına göre aktivitede sıkıntı hisseden istirahat halinde rahat olabilen hastaların (III.sınıf) gebe kalması halinde kalpte yetersizlikler görülebilir. Ve yatak istirahati gerekebilir. Vajinal doğum yapabilirler, sezaryen riskli görülür.

Kalp hastalığının fonksiyonel sınıflandırmasına göre istirahat halinde bile sıkıntı hisseden hastaların (IV.sınıf) gebe kalmaları riskli görülür. Bu tür kalp hastalığı olan gebenin bebeğinde de hastalığın derecesine göre farklı sorunlar izlenir. Bununla birlikte erken doğum, gelişme geriliği ve doğumsal kalp anomalisi riski de vardır.

Belirtiler

  • Nefes darlığı
  • Göğüs ağrısı
  • Kalp atım bozukluklarının görülmesi
  • Morarma
  • Eforla nefessiz kalma ve bayılma

Gebelik ve Hipertansiyon

Bütün gebelerin %5-10’unda görülen hipertansiyon vakalarının bir kısmı gebelik öncesi var iken bir kısmı gebelik ile gelişen doğumdan sonra kaybolan hipertansiyondur. Gebeliğin ilk döneminde kan basıncının düşmesi normal kabul edilen bir durumdur. Gebeliğin 20. haftasından önce kan basıncı 14/9 ise veya daha önce hipertansiyon tanısı almışsa bu, kalıcı hipertansiyondur. Gebeliğin 20.haftasından sonra kan basıncında artış olursa ve doğumdan sonra 40 gün içinde normale dönerse bu, gebelik hipertansiyonudur. Ancak kan basıncı yüksekliği doğum sonrası 12. haftadan sonra da devam ederse bu, kalıcı hipertansiyondur. Gebelerde kan basıncı 16/11 ise bu anne ve bebek için risklidir ve hemen tedavi başlanmalıdır. Emziren annelerde tansiyon ilaçları sütten bebeğe geçebilir mutlaka hekime danışılmalıdır.

Diğer Kalp Hastalıkları ve Gebelik

  • Eisenmenger Sendromu:Doğuştan kalbin iki odası arasındaki delik ya da bir kusur sonucu olarak ortaya çıkan, ciddi sonuçlar doğurabilen bir sendromdur. Bu hastalar gebe kalmamalıdır.
  • Atrial Septal Defekt: Kalbin kulakçık veya karıncıklarını ayıran bölümlerinde doğuştan delik olmasıdır. Bu hastalarda gebelikleri hekim kontrolünde sürdürülmelidir.
  • Biküspid Aorta: Kalpten çıkan ana atar damarın ağzındaki kapakçık sayısının üç yerine iki olmasıdır. Hekim kontrolü ve değerlendirmesine göre gebelik mümkündür.
  • Kalp Kapağı Değişimleri: Gebelik hekimin kararına göre mümkündür. Mekanik kalp kapağı olanlar coumadin ilaç kullandığı için bu ilaç kesilir ve yerine gebelik süresince farklı bir tedavi uygulanır.
  • Kalıcı Kalp Pili:Gebelik mümkündür. Hekim gözetimi mutlaktır.
  • Koroner Kalp Hastası Olan / Stent Takılan Hastalarda: Gebelik mümkündür. Hekim gözetiminde olmalıdır.

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Gebeliğe bağlı olarak değişme ihtimali olan kalp hastalıkları ilaçlarına mutlaka hekim gözetiminde kullanmalı.
  • Sık sık kardiyoloji ve perinatoloji uzmanı muayenesi yapılmalı.
  • Gerekli test ve incelemelerin belirli haftalarda yapılmalı.
  • Bebeğin kalp ekokardiyografi incelemesi yapılmalı.
  • Doğum şekline hekimler ortak karar ile alınmalı ve ailenin bilgilendirilmesi yapılmalıdır.
Sohbete Başla
1
Hoş geldiniz. İstanbul Çocuk Kardiyoloji ile iletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz. 👋
Online randevu hizmetimizden yararlanabilirsiniz.